15 Mayıs 2011 Pazar

Tarih Öncesi Çağlarda Geometri


   Cisimlerin uzunluklarını ve içindekileri ölçmek gerekince , genelde insan vücudunun bölümleri kullanılarak ; parmak , ayak , karış gibi basit ölçüler kullanıldı. Arşın , kulaç adları bize bu geleneği hatırlatır. Ev yaparken Hint köylüleri de , Orta Avrupa da kutup evi yapanlar da yapıları düz çizgiler boyunca ve yere göre dik açıyla yapmak için kurallar geliştirdiler. Örneğin ; Düz sözcüğü germek sözcüğü ile ilgilidir ve iple yapılan işlemleri gösterir. Doğru ve Keten kumaş sözcükleri , dokumacılık ile geometrinin başlangıcı arasındaki bağlantıyı gösterir .Dokumacılık ölçmeye ilişkin ilginin başlama yollarından biriydi.

   Cilalı Taş Devri insanı geometrik desenlere büyük bir ilgi duyuyordu. Çömleklerin pişirilmesi ve boyanması , sazların örülmesi , sepet yapımı ve kumaş dokumacılığı , daha sonra da metallerin işlenmesi , düzlemsel ve alansal ilişkilerin kavranmasını geliştirdi. Dans figürleri de bunda rol oynamış olmalı ki Cilalıtaş Devri nde yapılan süslemelerde benzerlik ve simetri görülür ; eş şekiller kullanılırdı. Bazı tarih öncesi desenler de üçgensel sayılar , bazılarında ise kutsal sayılar yer alıyordu. Pisagor matematiğinde önemli rol oynayan üçgensel sayıların oluşturulma çabaları yansımaktadır.

   Bu tür desenler tarih boyunca yaygın olarak kullanılmıştır. Bunların çok güzel örneklerine Girit teki Minos ve erken dönem Yunan vazolarında, daha sonra Bizans ve Arap moziklerinde , Pers ve Çin duvar halılarında rastlanır. Bu ilk desenlerin dinsel ya da büyüsel bir anlamı olabilir, ama zamanla görsel çekicilikleri ön plana çıkmıştır.

   Taş Devri dinlerinde , doğa güçlerine egemen olma çabasının ilkel bir biçimini fark edebiliriz. Dinsel törenler büyü ile iç içeydi. Büyü öğesi de o zamanlar var olan sayı ve biçime ilişkin kavramlarda, heykel , müzik ve resimlerde içeriliyordu. 3,4,7 gibi sihirli sayılar, Pentalpha ve Swastika gibi sihirli biçimler vardı. Matematiğin toplumsal kökenleri modern zamanlarda silikleşmişse de insanlık tarihinin ilk dönemlerinde bu kökler açıkça görülebilmektedir ve bazı yazarlar, matematiğin bu yönünün onun gelişiminde belirleyici olduğu görüşündedir. Modern sayı bilimi , Cilalı hatta belki de Yontma Taş Devri nin büyü törenlerinin mirasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder